8 Eylül 2011 Perşembe

Çok uyku borcun var bana..

Yanılmak hakkında sayfalar dolusu yazabilirim artık ama fısıldayarak da olsa sürekli kulağımdan geçen geri dönüş ihtimalini içimden atamıyorum bu odada..

Yaralanmış bir kalple hikayesini anlatırken yutkunamayan biri, bu hayatta ancak henüz bir hikayeye tutunamayan birine aşık olabilir demiştim sana bu aynanın önünde..beni dinlemedin..

Şimdi seni cesaretlendiren bir şehrin en özgür meydanında durup büyük binalara baktığında anlayacaksın, küçük ve gerçek bir kalbe ne kadar ihtiyacın olduğunu..

'buraya beraber gelecektik' diyeceksin 'burada beraber hatırlayacaktık geçmişimizi ve beraber unutacaktık her şeyi..' derken gökyüzüne bakıp kendi yıldızını arayacaksın ağlarken..

Bense bu odada tek başına unutuldukça, yanlışla yalnızı sonunda doğru yazmaya mecbur kalıcam.. ve bıraktığın ruj ile aynaya 'senin yıldızın gökten yere düşmüş sevgilim.. artık gökyüzünde arama' yazıcam..

Bana bu odadan bahsetmiştin son konuşmada.. bu odayı anlatıyordun hep..

'bizim hakkımızdı o oda' diyordun..

'yıllar geçecek ve sen geri dönüp en çok bu odada ağlayacaksın bilmiyosun..' dedim bende o gece vicdanımın ipini boynumdan çıkarabilmek için..

Yazdığım hiçbir şey güzel değil biliyorum, ama bu gece senin için boş bir satır bırakıyorum bu odada, çünkü en çok boş bir satırın içine güzel şeyler yazabilme ihtimalin var senin..

Yolunu kaybettiğin bir gün, dönmeye niyetin olduğunda, dönmek için ihtimalinin kalmadığı bir cümle yaz buraya...başka şansın kalmadı..

Ben, beni sevmeni dileyerek, kendi hayatını kurtarmanı istedim..

Ve yine de hiç bilmesen bile hakkın olduğunu söylediğin bu odada..

Sensiz uyumayı bırak..

Sen içerde değilsen yatamıyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder