25 Temmuz 2011 Pazartesi

Sonra bir kumru hızla cama vurup intihar etti günlerden bir gün..

İşte o gün izmirli bir şarkının 'hem gideni hem kalanı' aynı anda ağlatabildiğine inandık..

Peki biz buraya nasıl geldik hiçbir günlükte yazmıyor..

Ben insanların kişisel aşk günlüklerinde 'onlar en sonunda ayrıldılar' yazacak bile olsa 'onlar birbirlerini çokta sevdiler' yazsın istedim.. en doğru aşkla en yanlışı sevdim..

Kimliğinde 'dikkat ağlatır' yazanları, okuduğumuz halde nasıl bu kadar sevdik.. onların 'dikkat kırılır' uyarılarına aldırış etmeyişlerini nasıl bu kadar kabullendik..

Gidecek yeri olmayanların bizi dönülmeyecek yer yapmalarına nasıl izin verdik..

Biz nasıl hızla cama vurduk.. kimse bilmiyor..

Anlamıyorum bir türlü, hayat bu kadar tutulmayacak söz vermeye nasıl ikna ediyor bazılarını..?

İçi dolu ilk şişeyi gözyaşlarımla ne zaman tamamladığımı sordular, ters yöne atılan bir adımla yolumu nasıl bu kadar kaybettiğimi merak ettiler, dahası dinlemek için kanatmaktan hiç bıkmadılar..

Cevap olarak bir kuşun cama nasıl hızla çarptığını anlattım hep..

Kuşa ne olduğunu bile sormadılar..

Cennetin provası gülüşlerinin beni nasıl kanattığını bilseydin, o gece kanatlarını çıkarır enseme dikerdin..

Bu ayrılığın sağlamasını artık içinde senin olmadığın fotograflar bile yapıyor sevgilim.. her fotograftaki gözlerimin içindeki sen, hiçbir fotografa bakamamamı sağlıyor..

Gidenin kalana..gerçeğin yalana..hayatın sorana ne cevap vereceğini bir daha hiç öğrenemedim..

Bildiğim, senin gelişin tek bir an oluyor şakaklarıma vidalanan..

Gidişinse sonraki her güne dair..

1 yorum:

  1. Hoş geldin, böyle güzel yazılara hasretiz.
    Bloggerler günlük aşk ilişkilerinin yazarı oldular kısmen de olsa. sayılı bloglar kaldı takip edilebilecek. bir yenisi de siz. tşk.ler.

    YanıtlaSil