22 Ağustos 2011 Pazartesi

Deniz atları..

Sana hep burayı anlatırdım..

Çocukken gördüğümü sandığım, yeminler ederek insanlara anlattığım deniz atlarını..

Güneşin Nemrut'tan sonra en güzel doğduğu yerin burası olduğunu.. ( ki senden sonra öğrendim.. Güneş sadece sana vekaleten doğuyormuş.. yer zaman ayırmadan..)

Buranın köylülerinin kapılarının akrepten korunmak için mavi olduğunu.. Akrebin renk körü olmasından dolayı maviyi kırmızı gördüğünü.. Buradakilerin kırmızıyı maviden okuduklarını..

Hikayemin başladığı yeri sana göstermek için bir sürü devrik cümle kurardım kulaklarının yakınında fısıldayarak; ta ki sen uyuyana kadar..


Sana hikayemi anlatırken neden gülümsemediğini merak edip üzülürken aslında hiç dinlemediğine üzülmeliymişim..çok sonra anladım..

Ne garip kimse bilmiyor; hiçbir cümlede adın geçmese de.. Ben kiminle, nerede konuşsam.. üzülüyorum sana.. hem de senin yerine..

O gün yine hiçbir şey olmamış gibi arkamdan babamların 'tamam o artık iyileşti.. adını bile almıyor ağzına' fısıldamalarından hafif sıyrıklarla uzaklaşarak evin karşısındaki alkolik balıkçının yanına attım kendimi..

- iyi misin şimdi..?
+ daha iyiyim. ama üzerindeki pulları olan balıkları kıskanıyorum hala.. var mı balık..
- deniz atı var.. onlar da kanmıyorlar bize..
+ Neden deniz atları diğer hayvanlardan daha az kırılgan.. ve neden sadece sarhoş bir balıkçı burda deniz atı olduğuna inanıyor benimle beraber..
- Deniz atının zırhı onu bütün tehlikelerden korur evlat.. Zırh o kadar sağlamdır ki, kurumuş bir deniz atını elinle asla kıramazsın.. ve ben inanmıyorum.. biliyorum burdalar..
+ yarına inanıyor musun sen.. geçeceğine.. iyileşeceğime..
- yarana inanıyorum ben.. ve o da su aldıkça yeniden kanıyor sadece..
+ Kendimi suçlu hissetmediğim zaman iyileşeceğimi söylüyor doktorlar.. onun gibi yarama inanmadığım zaman..
- insan bazen hayatta tek bir şeye aşık kalarak yaşar.. en büyük sadakattir bu.. Sen ona aşıktın.. O ise ayrılığa.. bu yüzden kalbi suçsuz bulundu onun..
+ peki sen..
- ben denizatlarına aşığım..

Denizin sahille birleştiği her daim nemi yerinde kumlara basarak uzaklaşıyorum balıkçıdan..Deniz kabukları görüyorum.. ölmüş yengeçler.. Kurumuş Deniz yıldızları.. Bir sürü istiridye.. Bir sürü yosun..

Sen şimdi o küçük avucundaki benden çaldığın hayatı başkalarının omuzlarında yaşarken.. Ben hala hiç bulamadığım deniz atlarına inanıyorum..

Bir denizatını güneşte kurutanlar, günün birinde ne yaptıklarını fark edip, avuçlarındaki o çalınmış hayat için artık söyleyecek bir söz bulamazlar..

Ve unutmasınlar..

Denizatlarını öldürebilirler ama asla kıramazlar..


// Erdek..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder